Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı 21-27 Kasım Dezenformasyon Bülteni’ni yayımladı
Cumhurbaşkanlığı İrtibat Başkanlığınca, 21-27 Kasım’ı kapsayan Dezenformasyon Bülteni yayımlandı.
Bültende, terörü kaynağında yok etme stratejisi kapsamında Irak ve Suriye’nin kuzeyinden Türkiye’ye yönelik terör saldırılarının bertaraf edilmesi ve hudut güvenliğinin sağlanması amacıyla terör örgütü PKK/YPG’ye yönelik Pençe-Kılıç Hava Harekatı düzenlendiği anımsatıldı.
Terör örgütü PKK/YPG’nin propaganda araçları ve bazı uluslararası basın yayın kuruluşlarının, Türkiye’nin terörle uğraşını gölgelemeye yönelik dezenformasyon yayarak kara propaganda çalışması yürüttüklerinin tespit edildiği belirtilen bültende, şu sözlere yer verildi:
“PKK’nın propaganda araçlarının, ‘Türkiye, Ayn el Arap’taki sivil yerleşim alanlarını vuruyor’ iddiasıyla paylaştığı görüntüler, ABD öncülüğündeki koalisyonun DEAŞ’la mücadele kapsamında, 2014’te Ayn el Arap’a gerçekleştirdiği hava bombardımanına aittir. Paylaşılan bir diğer görüntü de yine 2014’te terör örgütü DEAŞ’ın kontrolünde olan kente yönelik koalisyon hava bombardımanını göstermektedir.”
Dezenformasyon Bülteni’nde Independent gazetesinin, “Türkiye, Irak ve Suriye’deki Kürt gayelerini vuruyor” argümanının gerçek dışı olduğu aktarıldı.
Ayrıca, L’Orient-Le Jour gazetesinin Türkiye’nin terör örgütü amaçlarına yönelik hava harekatını, Haseke’de sivillerin yaşadığı El-Hol kampı fotoğraflarıyla servis ederek manipülasyona imza attığına dikkat çekilen bültende, Türkiye’nin memleketler arası hukuka uygun olarak gerçekleştirdiği hava harekatının, El-Hol kampıyla bir ilgisinin bulunmadığı vurgulandı.
Washington Post’un Türkiye’nin terör örgütü amaçlarına yönelik hava harekatını Azez’de füze saldırısının hedefi olan sivil yerleşimlerinin fotoğrafıyla servis etmesine ilişkin bültende, şu değerlendirmelere yer verildi:
“Azez’e yönelik füze saldırısının, 22 Kasım Salı günü terör örgütü PKK/YPG tarafından gerçekleştirildiği bilgisi gizlenmiştir. Terör örgütünün sivilleri gaye aldığı hücumda, 3 kişi hayatını kaybederken 8 kişi de yaralanmıştır. Hücumun Tel Rıfat istikametinden gerçekleştirildiği tespit edilmiştir. Tel Rıfat, Pençe-Kılıç Hava Harekatı’nın operasyon bölgesinde bulunmaktadır ancak Azez’e yönelik rastgele bir kara ya da hava harekatı kelam konusu değildir.”
Bültende, sivil toplum platformu Mediterranea Saving Humans’ın sosyal medya hesabından paylaşılan ve Pençe-Kılıç Hava Harekatı’ndan sonra Aynularab’ı gösterdiği iddia edilen fotoğrafın, sadece basın yayın organlarının değil, uluslararası birçok kuruluşun Türkiye’ye karşı dezenformasyon çalışmaları yürüttüğünün açık örneği olduğu söz edildi.
İddiaya mevzu fotoğrafın koalisyon güçlerinin terör örgütü DEAŞ’ın kontrolündeki Aynularab’a yönelik hava bombardımanı sonrası 2015’te AFP muhabirince çekildiği bildirildi.
Düzce’deki deprem
Dezenformasyon Bülteni’nde, Düzce’nin Gölyaka ilçesinde meydana gelen 5,9 büyüklüğündeki sarsıntının akabinde kimi toplumsal medya kullanıcılarınca paylaşılan “Elektrik altyapısı çöktü” tezinin hakikat olmadığı, sarsıntı sonrası yaşanan elektrik kesintisinin, büsbütün denetimli bir kesinti olduğu vurgulandı.
Bazı basın yayın organlarında “Partili kaymakam” başlığıyla yer alan, Amasya Hamamözü Kaymakam Vekili Şeyma Şendur’un AK Parti üyesi olmasına rağmen bu göreve getirildiğine dair iddiaların gerçeği yansıtmadığı aktarılan bültende, şu ifadelere yer verildi:
“Haberlerde, Şendur’un bir siyasi parti üyesiyken kaymakamlık vazifesine atandığı sav edilerek algı oluşturmaya yönelik dezenformasyon yapılmıştır. 2020’ye kadar AK Parti’de vazife alan Şeyma Şendur, kaymakamlık imtihanlarından evvel 27 Mart 2020 tarihi prestijiyle parti üyeliğinden istifa etmiştir. Devlet Memurları Kanunu’na nazaran, memuriyet hakkı kazanan kişinin atanmadan siyasi parti üyeliğini sonlandırması gerekmektedir. Kanunda, memur olacak kişinin memuriyetten evvel rastgele bir siyasi partiye üye olmasını kısıtlayan bir unsur bulunmamaktadır.”
Sosyal medyada yer alan “Bir polis, eleştirel paylaşım yaptığı için gözaltına alındı” iddiasının manipülasyon olduğu belirtilen bültende, şunlar kaydedildi:
“Gözaltına alınan kişinin, Türk Polis Teşkilatı ile ilgili önemli dezenformasyon yayan, Polis Sendikası isimli toplumsal medya hesabının yöneticisi olduğu ortaya çıkmıştır. Gerçek dışı argümanları, tehdit ve şantaj aracı olarak kullandığı belirlenen kişi, Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla tutuklanmıştır. Tutuklanan memurun, misyonunun her kademesinde Türk Polis Teşkilatını küçük düşürecek faaliyetlerde bulunduğu, saklı bilgi ve dokümanları üçüncü şahıslarla paylaşarak çıkar sağladığı ve manipülasyonlarla kamuoyunu yanıltmaya çalıştığı tespit edilmiştir. İlgili işçinin daha evvel disiplinsiz davranışları sebebiyle geçmişte birçok kere soruşturma geçirdiği ve disiplin cezası aldığı ortaya çıkmıştır.”
Taksim saldırısı
Bültende, HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş’ın, “HDP’nin Taksim saldırısının araştırılması için araştırma önergesi verdiği, önergenin AK Parti ve MHP tarafından reddedildiği” iddiası da yer aldı.
TBMM Genel Kurul Tutanakları incelendiğinde HDP’nin önergeyi verme emelinin, Taksim saldırısının araştırılması değil, Türkiye’nin ÖSO ve HTŞ ile sözde ilişkilerinin araştırılması olduğunun tespit edildiği belirtilen bültende, şu değerlendirmelerde bulunuldu:
“İddiaya konu önerge, HDP Grup Başkanvekilleri Meral Danış Beştaş ile Hakkı Saruhan Oluç imzasıyla, ‘İktidarın Suriye Dış Siyaseti bağlamında ÖSO-HTŞ vb. yapılarla olan alakaları ve bunun siyasal-toplumsal tesirlerinin ortaya çıkarılması maksadıyla Anayasa’nın 98’inci, İçtüzüğün 104 ve 105’inci maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz’ halinde sunulmuştur. Taarruzun faili Ahlam Albashır’ın, terör örgütü PKK/YPG bağlantılarını itiraf etmesine rağmen önerge, okları PKK/YPG üzerinden çekmek amacıyla Suriye’deki öbür örgütlere çevrilmeye çalışmıştır. Ayrıyeten 27. Periyot 6. Yasama Yılı 24. Birleşim 23 Kasım 2022 Çarşamba tutanağı incelendiğinde, Beştaş’ın yine Türkiye’nin ÖSO ve HTŞ ile bağlarının araştırılmasını istediği belirlenmiştir.”
Dezenformasyon Bülteni’nde, FETÖ’nün sosyal medya hesaplarından paylaşılan otomobil görüntülerinin “Cumhurbaşkanlığı muhafaza araçları için sipariş edilen yeni lüks otomobiller” olduğu iddiasının örgütün yaymaya çalıştığı dezenformasyon örneklerinden biri olduğu, görüntülerdeki araçların, Cumhurbaşkanlığı ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığı bildirildi.
Bültende, sosyal medyada paylaşılan ve bazı basın yayın organlarında habere konu olan “Üç Suriyeli Taksim’deki terör saldırısıyla dalga geçti” iddiasının gerçek dışı olduğunun, görüntülerin 6 Kasım’da toplumsal medyada paylaşıldığının belirlendiği, Taksim’deki terör saldırısıyla ilgisinin bulunmadığı kaydedildi.
“Olayın mültecilerle herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır”
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın, “Konya Argıthanı’nda bir petrol istasyonuna gelen 6 Afgan saldırgan, 2 Türk çalışanı hastanelik etti” tezinin manipülasyon olduğuna işaret edilen bültende, “Özdağ’ın görüntülerini paylaştığı olay, 13 Kasım 2022’de Konya’nın Ilgın ilçesinde meydana gelmiş, Türk vatandaşı gruplar arasında yaşanan karşılıklı darp olayı, adli mercilere intikal etmiştir. Olayın mültecilerle herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır.” sözleri kullanıldı.
“Düzce’deki Rabia heykeli kaldırıldı” teziyle paylaşılan imajların 2019’daki taşıma esnasında çekilen görüntüler olduğu, anıtın ilk olarak Düzce Terminal Kavşağı’na yerleştirildiği, şoförlerin görüşünü engelleyerek trafik kazasına sebebiyet verebileceği gerekçesiyle 2019’da bulunduğu kavşaktan alınarak Düzce’deki Küçüksu Evlendirme Dairesi’ne dahil olan park içine yerleştirildiği aktarıldı.
Bültende, bazı sosyal medya hesaplarından kurgulanmış istatistiklerle paylaşılan, “Türkiye, OECD verilerine göre kadına şiddette dünyada birinci sırada” iddiasının doğru olmadığı ifade edildi.
OECD’nin derlediği ülkelerde bayana karşı şiddete ait paylaşılan datalarda Türkiye’nin iddia edildiği gibi yüzde 38 oranla ilk sırada değil yüzde 13,3 oranla 152 ülke arasında 94’üncü sırada olduğu, Türkiye’nin bu sıralamayla İsviçre, Almanya ve Estonya gibi ülkelerin altında yer aldığı vurgulandı.
Bültende Düzce’deki sarsıntı sırasında kayda alınan kimi imajlardaki ışımalarla ilgili, “ABD HAARP sistemiyle depremini tetiklemiş olabilir” savlarının rastgele bir bilimsel bilgi ya da dataya dayanmayan komplo teorilerinden ibaret olduğu da kaydedildi.