Haber

TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, Akbelen’den seslendi: “Su Havzaları Yok Olacak.

HABER: EMRE SERCAN IKE – Kamera: MEHMET MEHMETLİOĞLU

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, Akbelen’de ağaçların kesilmesine karşı mücadele eden doğaseverleri ziyaret etti. Akbelen’de konuşan Karaca, “Su havzaları yok olacak. Biz yangınlarla, sellerle, iklim kriziyle boğuşurken, iklim krizini tetikleyecek bu katliama neden sessiz kalıyoruz? İki şirket birleşsin diye neden sessiz kalıyoruz?” Daha fazla kar edebilir miyiz? Bunu kabul etmeyeceğiz.”

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, Akbelen’de ağaçların kesilmesine karşı mücadele eden doğaseverleri ziyaret etti. Akbelen’de köylüler ve doğaseverlerle basın açıklaması yapan Karaca, şunları söyledi:

“Cumhurbaşkanımızın göreviyle dün akşam Denizli’den yola çıktık. Milletvekil arkadaşlarımıza da davette bulunduk. Bugün çevrede bulunan milletvekillerimizle oldukça sert bir müdahale sonucu gözaltına alma ya da tutuklama diyemem. çünkü herhangi bir gözaltı süreci yoktu ve buradaki vatandaşlarımızla dayanışma duygusuyla buradaki her ağacı tek tek korumak için çaba sarf eden yoldaşlar karakolun bahçesindeydiler. Kendileriyle konuştuk. saatler sonra gözaltına alındı.

“İKİ YIL ÖNCE AĞACI KURTARMAK İÇİN ŞEHİT OLAN VATANDAŞLARIMIZ NE İÇİN ŞEHİT OLDU?”

Hemen yukarıda bu katliamın boyutlarını görmek için buraya geldik ve çıkarken yeni bir gözaltı süreci uygulandı. Şunu söylemek isterim: Bugün iki yıl önceki Marmaris yangınlarının günü. Hepimiz hatırlayalım. Burada olan ve olmayan 100’lerce vatandaşımızla birlikte güvenlik güçlerimizle birlikte bir ağacı kurtarmak için seferber olduk. Unutma. Muğla’da bir kardeşimiz kendi imkanlarıyla yangına müdahale edenlere su taşırken şehit oldu. Şimdi buradan, bu iki şirketin bu ülkedeki çıkarlarını koruması için dili kırık iktidara soruyorum: İki yıl önce bir ağacı kurtarmak için şehit olan hemşerimiz neden şehit oldu? İki yıl önce ormanlarımız yanmasın diye her birimiz var gücümüzle su taşırken bugün neden bu katliam yaşanıyor? O zamanlar korunan ormanlar bugün neden korunmuyor? O gün ormanları korurken iki şirketin çıkarları olmadığı için miydi? Bugün o iki şirketin çıkarları için korunmuyor mu?

“AĞAÇLAR HEMEN HER DAKİKA İNDİRİLİR ARKADAŞLAR”

Burada sadece milletvekili olarak değil, TBMM Başkanvekili olarak da konuşuyorum. Dört yıl önce Akbelen’e geldiğimde bu vatandaşlar yaşam alanı için mücadele ediyorlardı. Daha dün Cumhurbaşkanımızın gelişinden sonra sahneyi gördük. Dün Sayın Cumhurbaşkanımızın geçtiği güzergâhta bulunanlar tamamen ortadan kaybolmuş ve yolu kesilmiştir. Neredeyse her dakika ağaçlar sökülüyor arkadaşlar. Burası su havzası, şu anda büyükşehirlerde ve diğer illerde kalan su miktarını görüşüyoruz. O halde su havzalarını katletmeye hangi akıl ve vicdan sığar? Anayasa’da ormanların korunması ve genişletilmesi görevi hükümete aittir. Soruyoruz: Dönümlerce ormanı katlederek anayasal görevini yerine getirmeyen iktidar, artık anayasal kabahat işlemiş olmuyor mu?

“BUGÜN BU UTANCI, BU SUÇU AĞAÇ DİKMEKLE ÖRTÜLEMEZSİNİZ”

Çok ağaç diktiğimiz söyleniyor. Bu ağaçlar kaç yılda bu hale gelir? Bir ormanın orman olması en az 50-100 yıl sürer. Bu ayıbı, bu hatayı bugün ağaç dikerek örtemezsiniz. Az önce yağmalanan yerleri de ziyaret ettik. Bütün bunlar o olacak. Su havzaları kaybolacak. Yangınlarla, sellerle ve iklim kriziyle uğraşırken iklim krizini tetikleyecek bu katliama neden sessiz kalınıyor? İki şirket daha fazla kâr etsin diye neden sessiz kalıyor? Bunu kabul etmeyeceğiz. Tüm vatandaşlarımızı şikayet etmeye devam edeceğiz. Ancak burada bir şeye daha değinmek istiyorum. Paris İklim Anlaşması’nı geçen yıl TBMM’de onayladık diyerek uzanıp koltukları şişkin dolaşan iktidar milletvekillerine de sesleniyorum: Paris İklim Anlaşması kabul edilirse, kabul edilirse. Uygulanacak, bu talanı burada yapamazsınız, buna izin veremezsiniz. Sıfır karbon diyorsanız, bu talan devam ederse, Avrupa’ya ve dünyaya daha şık görünmek, oradaki yeşil fonları cebe atmak için Paris İklim Anlaşması’nı imzaladıysanız kimseyi kandıramazsınız. Buradaki katliam ve talanı bütün dünya görecek. O yüzden bu ülke bize ait. Biz kuraklıkla, sellerle, ormansızlaşmayla mücadele ederken sizler aynı ülkede yaşıyorsunuz. Buradan tüm hemşehrilerimize bir davet yapmak istiyorum. Akbelen’i kurtarırsak Türkiye’yi de kurtarmış oluruz. Akbelen’den yurdumuzun, Anadolu’nun her köşesinin kalbine hançer saplayabilirsek yaşam hakkımız kazanacaktır. Birlikte kazanacağız. Tüm vatandaşlarımızı buradaki mücadelede dayanışmaya davet ediyorum.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu